Yazının Giriş Tarihi: 31.10.2016 06:38
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.10.2016 06:38
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, 28 Ekim 1923’te Çankaya köşkündeki bir yemekte bulunanlara “efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” dediğinde hanedan ve saltanatın devam ettirilmesinin her türlü fedakarlığı göze alarak bağımsızlığını kazanmış millete karşı en büyük kötülük ve haksızlık olacağını düşünmüş ve ifade etmişti.
Cumhuriyetin temel ilkesinin halk yönetimi olduğunu halkın bu yönetimi kendi özgür iradesiyle oluşturacağını ve TBMM üzerinde hiçbir güç olmayacağını belirten Atatürk 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti bu temeller üzerinde ilan etti şayet isteseydi saltanatı devam ettirip hanedan oluşturarak halkın köle olmaya devam etmesi onun için işten bile olmazdı.
93 yıldır bu sağlam temeller üzerinde yaşayan Cumhuriyetimiz her türlü tehdide ve ortadan kaldırmak için yapılan her türlü savaşa karşın hiç kuşkusuz bundan sonra da yaşayacaktır. Önceki gün bütün yurtta milyonlarca insanın 93.yılını kutlamak için sokakları doldurmuş olmaları bunun en somut kanıtlarından biridir.
Cumhurbaşkanı’nın da bunu demecinde ifade etmiş olması da önemlidir. İnşallah bugüne kadar- ki tutum ve davranışları da bir kandırılmışlık bir aldatılmışlık sonucudur.
1923 yılından 1938 yılına kadar Atatürk’ün 15 yıllık döneminde en büyük devrimler yapılmış ve yaşama geçirilmiştir. Saltanat yönetiminden sonra yaşama geçirilen devrimlerin ortak özelliği insana insan olduğu değerinin kabul edilmesi ve bunun yasal güvenceye bağlanmasıdır.
Başka İslam ülkelerinde de adına Cumhuriyet denilen sistemler vardır. Ama bunların hiç biri Atatürk Cumhuriyeti’nin yanından bile geçemez .Bazı İslam ülkeleri halkları da adına Cumhuriyet denmese de özellikle kadına verilen sözüm ona birtakım hakları özgürlük olarak kabul ediyorlar, komik oluyorlar.
Bir tarihte FAS’a gitmiştim. Rehber nezaretinde dolaşırken bir ara “buraya da Arap baharı gelir mi?” diye sordum. Yüzüme çok ters bakarak ve azarlayan bir üslupla “hayır gelmez “dedi. Neden deyince de “çünkü bizim kralımız özgürlükçü dedi. Ne gibi özgürlükler verdi deyince de “evvelce bir erkek istediği 4 kadınla evlenir kimseye sormazdı, şimdi ise bir kadınla evli ikincisiyle evlenecekse birincisinin, iki veya üç kadınla evli de dördüncüsüyle evlenecekse diğerlerinin onayını almak zorunda demişti de içimden güldüm ve uzun uzun düşündüm. Bizim Atatürkümüz yüz yıla yakın bir süre önce daha bazı batı toplumlarında bile olmayan kadın erkek eşitliğini, seçme ve seçilme hakkını Türk kadınına verebilmiştir.
Son söz; AKP’li kadınlar da dahil tüm kadınlarımız oynanan tüm oyunlar sizler üzerine. İzin vermemek de sizin elinizde. Birlik ve bütünlük içinde bu oyunlar bozulmalı Cumhuriyetimiz sonsuza dek yaşatılmalıdır.