Türk anayasası

Türkiye, bir dönüm noktasına doğru ilerlemektedir. 15 Temmuz hain darbe girişimiyle fiiliyata dönüştürülen Türkiye’yi parçalama çalışmaları bu hain teşebbüsün -çok şükür ki- başarısız olmasıyla başka bir boyuta taşınmak istenmektedir. Tıpkı 2001 ekonomik krizinde olduğu gibi ABD ve İsrail’in yeni darbe yöntemi devreye sokulmuştur. Milliyetçi Hareket’in lideri Sayın Bahçeli daha ilk günden bunun daha bir başlangıç olduğunun farkındadır ve hiçbir talepte bulunmadan ülkenin bu durumdan kurtulması için gövdesini taşın altına koyan ve iktidarı teşvik eden bir çalışma içerisindedir. 
Türkiye hâlihazırda yaşadığı ve ileride daha da kötülerini yaşaması muhtemel hain teşebbüslere karşı hazırlıklı olmak durumundadır. 
Önce TBMM, yeterli evet oyuna ulaşılırsa da büyük Türk milleti referandumla yeni Anayasa konusunda kararını verecektir. Türkiye fiili durumlarla yönetilecek bir ülke değildir.
TBMM Başkanlığı’na sunulan 21 maddelik anayasa değişikliği teklifinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerekmektedir. Teklifin içeriğinde yer alan değişikliklere bakılırken 2001 yılından beri ön çalışmalarla başlayan Türklüğün Anayasa’dan çıkarılması çalışmalarının önüne geçildiğini gerçeğini görmezden gelmemek gerekmektedir. AKP’nin HDP ile birlikte Anayasa hazırlamaya koyulduğu dönemde milliyetçiliğin ayaklar altına alındığı, tabelalardan T.C. yazılarının söküldüğü, bölgesel yönetimlerden bahsedildiği hatırlandığında,  MHP’nin inisiyatif alarak hatta teşvik edici olarak bu yeni Anayasa’nın hazırlanmasındaki tutumu “MHP yine haklı çıktı” dedirtecektir.
Türk milleti müsterih olsun. MHP hiçbir haklı davasından vazgeçmiş değildir.  Sınırsız yetkilere sahip bir kişinin yönetimine Türkiye’yi mahkûm bırakmamak için, demokrasi için MHP Türk milletinin bütünlüğünü, Türkiye’nin bölünmezliğini savunmaya devam edecektir.