Kararsızlar siyasileri bekliyor

Türkiye'de seçimlerin kaderini partilerin taban oyları değil partili olmayan seçmen ve kararsız seçmenlerin eğilimleri belirlemiştir. Kararsız seçmen yerel ve genel seçimlerde ya kendilerine yönelik vaatleri öncelemekte ya da TV'lerden halka lanse edilen partiyi tercih etmektedir. Bunun örneklerini yakın siyasi tarihimizde Genç Parti ve AKP'ye verilen oylar açıkça göstermiştir.
Referandum ise genel ve yerel seçimlerden bambaşka bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Hele ki bu referandum anayasaya dair olunca tercih konusunda vatandaşın oyunun rengini ikna edilebilme belirleyecektir. Vatandaş şu ana kadar genelde kendini yakın hissettiği siyasi partinin görüşleri doğrultusunda kısmen de TV'lerdeki yayınlar ve yorumcuların doğru/yanlış yorumlarıyla kararını vermiş gibi gözükmekte. Ancak hâlâ kararsız olan 5 milyona yakın seçmenin bulunduğu çeşitli anketçiler tarafından ifade edilmektedir.
Aslına bakılırsa henüz siyasiler sahaya inmemişken 5 milyon civarında kararsız seçmenin bulunması oldukça doğal karşılanmalı. Evet çıktığında ülkenin tek adamlığa gideceği, demokrasiden ayrılacağı; hayır dendiğinde bir iç savaş çıkacağı söylentileri ister istemez seçmenleri kararsızlığa itmektedir. Her iki durum da seçmenin kararsız kalması için yeterli bir sebep değil midir?
Bu iki gerçek dışı söylenti şu anda seçmenin kutuplaşmasının temel sebebi. Siyasiler sahaya inip de gerçekleri konuştuğunda, kararsız seçmenlerin yolunu tayin etmesi daha kolay olacaktır. "Evet"in ve "hayır"ın ülkeye nasıl bir fayda sağlayacağı üzerinde durmak daha doğru bir propaganda olacaktır.
Seçmenin kararsızlığın bir diğer sebebi gelecek kaygısı. AKP iktidarlarının ülkeyi getirdiği noktada ekonomi ve güvenlik anlamında ciddi kaygılar yaşanmakta.
Seçimlerde MHP'ye oy vermemiş olsa da MHP'nin ülkenin güvenlik sorununa çare olacağını düşünen vatandaşlar, referandum sürecinde de MHP'nin Anayasa'ya gücü ölçüsünde sunduğu katkı sayesinde "evet" eğilimi göstermektedir. Bunu MHP'nin Sayın Genel Başkanı'nın düzenleyeceği açık hava ve TV programları takip ettiğinde "hayır" diyenlerin korkularının yersiz olduğunun ortaya çıkacağını düşünmekteyim.
Kararsız seçmen, kafası karıştırıl-mış seçmendir. Tüm bu kafa karışıklıkları mart ayı itibarıyla yavaş yavaş son bulacak ve sandıkta yüksek bir katılım bizleri bekliyor olacak.