Beraber yaşama irademizden vazgeçmeyeceğiz!

Büyük Türk milleti ve devleti dört bir taraftan kuşatma altında saldırıların odağında bir yılı geçirmiştir.  Öyle bir saldırı ki... Yoğunlaşarak devam eden terör saldırıları, 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü, ekonomik kriz, Rusya krizi, müttefikimiz diye ifade edilen Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD'nin Türkiye'yi hançerleme çabaları, sınır ötesi Fırat Kalkanı Harekâtımız... Bütün bunların sonucu olarak olağanüstü hal ilan etme mecburiyetimiz...
 Tüm bu sıkıntıları Türk milleti maalesef 2016 yılına sığdırmıştır. Tabii ki bu sorunlar 2016 yılı itibarıyla gündeme gelmemiştir ve temelleri AKP iktidarları döneminde atılmıştır. Şükürler olsun ki hâlâ ayaktayız.
2016 yılı bütün bu sıkıntılarla biterken hep beraber yeni yıl dileklerimiz barışı, huzuru ifade ederken daha yeni yılın ilk saatlerinde kanlı terör, bir kez daha hain yüzünü gösterdi. Bu da gösteriyor ki bazı mahfiller; bu ülkede etnik temelde kavga eden, inanç temelinde birbirlerini boğazlayan, beraber yaşama iradesi sekteye uğramış, ekonomik krizlerle boğuşan, küçük, siyasi gündelik basit hesaplarla anlaşamayan bir toplum yapısı hayal etmektedirler.
Bu gerçeklerin ışığında 2017'ye girerken devletimize, hükümetimize, siyasi partilerimize ve Türk milletine tarihî sorumluluklar düşmektedir.
Terör ile mücadelede süratle yeni bir mücadele konsepti oluşturulmalı sivil toplum teşkilatları, basın, Diyanet teşkilatı gibi kurumların aktif rol üstlenmeleri temin edilmeli, toplumun bütün katmanları ikna edilip vatandaşlarımızın katılımı sağlanmalıdır. 
TBMM ve hükümette alınan kararların millet vicdanındaki olumlu karşılığı önemsenmeli ve sağlanmalıdır. Ekonomide piyasa gerçeklerine uygun reformlar süratle hayata geçirilmeli, üretime dayanan ekonomiye destek verilmelidir. 
 15 Temmuz FETÖ kalkışmasının faturası kesilirken ibadet noktasındaki sade vatandaşlarımıza değil gerçekten ihanet noktasındaki sorumlulara odaklanılmalıdır.  
Bütün bunların ışığında hukukun üstünlüğü her şeyin üzerinde tutularak beraber yaşama irademizden vazgeçmemeliyiz. Büyük Türk milleti tarihinden aldığı güç ve deneyimlerle bu kaostan mutlaka zaferle çıkacak ve muasır medeniyetler seviyesine ulaşacaktır.
Ne mutlu Türküm diyene!