Eksi üç...

Başakşehir futbola yatırımın karşılığını alıyor...
Bu tutumu sürdürdükçe de almaya devam edecek...
İki takımın armaları arasında 51 yıl var...
Başakşehir 2014'te kurulmuş, Bursaspor'sa 1963'te...
İki takım arasındaki makas o kadar açılmış ki, Bursaspor bu anlayışla devam ettiği sürece bir yarım asır daha geçse Başakşehir'i yakalayamaz...
Rakip geçen sezondan kan kaybetmemiş, üstüne kazanmış, sezonu erken açmanın, üst düzey rakiple karşılaşmanın faydasını görmüş, tam anlamıyla bir takım Abdullah Avcı'nın ekibi...
Gelelim Bursaspor'a...
Paul Le Guen savunma ve orta saha ağırlıklı bir transfer stratejisi benimsediğinden, kulübün de bu anlamda bir anayasası olmayıp teknik direktörün isteğine odaklı ilerlediğinden Bursaspor yarım takım hüviyetindeydi sahada...Savunma kısmen vardı ama orta saha, kanatlar ve ileri uç ortada yoktu...
Yenilerden Barış Yardımcı ve Badu vasat, Titi ile Ekong ritmi yakalamaya çalışan, Agu ise içlerindeki en iyisiydi...
Eskilere baktıkça da insan futboldan soğudu...
Mesela Josua John hâlâ nasıl kadroda ve hâlâ nasıl ilk 11'de sahaya çıkar anlamak mümkün değil...
Aynı durum Deniz Yılmaz için de geçerli...
İlk maç kaybedildi, Bursaspor sezona eksi üçle başladı...
Bunun tek sebebi ise transferde geç kalmak, bundan dolayı da takım olamamak...
Transferde geç kalındığının kabul edilmesi ise affedilir bir durum oluşturmuyor...
Bunun da böyle bilinmesi gerek...
Gecenin en güzel hareketi ise taraftarın takımı tribüne çağırıp alkışlamasıydı...
Tebrikler...