Yurttaşlarımız bu oyuna gelmemeli...

Ülke bu dönemde tamamıyla bir algı yönetiminden geçiyor.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da bu durumun temellerini önceki gün yaptığı, referandumdan evet çıkarsa terörün biteceği açıklamasıyla sağlamlaştırdı.
AKP'nin iktidar olduğu 2002'den bu yana terör git- gide artıyor, hükümetin başbakan yardımcısı çıkışı başkanlıkta görüyor.
Bu kısaca Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimler öncesinde sarf ettiği; "400 milletvekilini verin bu iş huzur içerisinde çözülsün" cümlesiyle paralellik taşımaktadır.
Cumhurbaşkanı, hükümet tek parti olarak görevde ve siz bu gaflet ve dalalet dolu açıklamayı yapıyorsunuz.
2002'den bu yana neredeydiniz de şimdi terörü bitireceğinizi açıklıyorsunuz?
Ya da başkanlık seçimiyle birlikte terör sonlanacaksa işin içinde farklı konular mı mevcut?
Algı yönetimi 'ülke şu anda Kurtuluş Savaşı'nda' cümleleriyle de gözler önüne seriliyor.
Bu ülkenin tek Kurtuluş Savaşı vardı onda da Başkomutanımız, Mustafa Kemal Atatürk'tü.

Dolar, Euro başkanlıkla mı düşecek, dış politika başkanlık sistemiyle mi düzelecek, işsizlik başkanlık rejimiyle mi sonlanacak?

Şimdi soruyorum;
Madem terörden kurtulma planınız hazır, neden referandumu bekliyorsunuz?
Tabir-i caiz ise perşembe FETÖ'den ayrılanın cuma ayrılanı FETÖ'cü olarak suçladığı bir ortamda yol arkadaşlarınız arasındaki hainleri ne zaman açığa çıkaracaksınız?
Dolar, Euro başkanlıkla mı düşecek, dış politika başkanlık sistemiyle mi düzelecek, işsizlik başkanlık rejimiyle mi sonlanacak?
Kendi iç sisteminde demokrasiden uzak olan ve tek adam üzerine yönetilen bir oluşumdan nasıl demokrasi beklenir?
Erdoğan himayesindeki mevcut hükümet, referanduma aylar varken 'hayır' diyecek yurttaşlarımızı vatan hainliğiyle suçlama noktasına gelmiştir ve bunu da başbakan yardımcısının sözleriyle algı yönetimine dönüştürmüştür.
İki seçenek arasından birisini seçecek kişileri ötekileştirmek adeta terör yanlısı ilan etmek, gelecek rejimin de habercisidir.
Yurttaşlarımızın oyuna gelmemesi ve önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere sunduğu 'kendi kendini yönetme hakkı'na sıkı sıkı sarılması en büyük temennimiz.