Bir kayıp yıl daha

Her yeni yıl yeni bir umuttur, yeni bir başlangıçtır. 
Ancak maalesef ki; bu durum bizim ülkemiz için geçerli değil.
Bir önceki yıldan tecrübe ettiğimiz en azından bu yönde.
2015 yılı içerisinde ülkenin Cumhurbaşkanı, seçimler öncesinde tarafsız olması gerekirken; "400 milletvekili verin bu iş huzur içinde çözülsün" demişti.
Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı sıfatıyla resmen AKP'ye oy istemişti.
Bu cümle ışığında 2016 yılı büyük bir kaosa sahne oldu. 
Kalan küçücük huzurumuz da 2016'da elimizden zorla alındı. 2002'de AKP göreve geldiğinde şehit sayısı sadece 7'yken, 2016 yılında bu sayı sivil yurttaşlarımızla birlikte binleri buldu.  Çözüm süreci adı altında ülkemizin bütünlüğünü tehlikeye atan Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki AKP hükümeti, 'Başkanlık sistemi' gündeme geldiğinde resmen çözüldü ve gerçek yüzünü gösterdi.
Artık güvensiz bir şekilde ülkede yaşarken, bir de kendilerinin ülkenin başına sardığı FETÖ belasıyla uğraşmak zorunda kaldık.
Ülkeyi tek başına ve büyük bir baskıyla yöneten, Recep Tayyip Erdoğan'ın Başkanlık Sistemi'nde neden bu kadar ısrarcı olduğunu çok iyi anlıyoruz.
Ülkede kaos hakimken, Bursa'da da durum farksızdı. 
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'nin şehri adeta kaosa sürüklemesi, 2016'da da devam etti.  Recep Altepe, Cumhuriyet'in değerleri olan İpekiş'i ve Atatürk Stadyumu'nu gözünü kırpmadan yıktı. Bu dönemde Altepe'nin doğaya karşı adeta savaş açması, belediye bütçesini yani halkın parasını har vurup harman savurması da kaosu beraberinde getirdi. Ülke günden güne daha karanlık bir hal alıyor.
2017'ye umutla girmek istiyoruz, ancak buna izin verilmiyor. 
Bu kadar büyük sorunlar yaşanırken, terör belası başımızdayken, ekonomi yerlerdeyken, dolar tavan yapmışken, Ortadoğu'da etnik ve mezhepsel savaşlar ülkemizin başına bela olmuşken tek derdi başkanlık olan bir kişi ile karşı karşıyayız. Anayasa oylamasında milletvekillerinin vicdanları ile oy kullanmaları durumunda bu tasarının Meclis'ten geçmeyeceğine, geçerse Türk halkının referandumda gerekli cevabı vereceğine inancımız tamdır. İşte o zaman bölünmez bir bütün olma yolunda önemli bir adım atmış oluruz.