Ne kadar takıntılı bir 'hayırlı' toplum olduk

Son yerel seçimin yapıldığı 2014 yılının ikinci yarısıydı.
Göreve gelen AK Partili belediye başkanlarından bazılarında, ilginç bir duyuru takıntısı başladı.
Danışmanları aracılığıyla;
Binlerce belki de onbinlerce cep telefonu mesajı attırarak, neredeyse günlük programlarını kamuoyuna iletir oldular.
Hatta;
İş o kadar ileriye gitti ki, danışmanları, başkanlarının cuma günleri hangi camide cuma namazı kılacağını bile paylaşmaya başladılar.
Bu durum;
Sonraları eleştiri konusu oldu.
Sadece Allah ile kul arasında yaşanan dinimizin bir parçası olan cuma namazının nerede kılınacağının halka duyurulmasının yanlış olduğuna kanaat getirdi herkes.
Devamında da bu tür mesajlar kaldırıldı, o belediye başkanlarınca.
***
Bilenler bilir.
Her cuma günlerinin ilk saatlerinden itibaren cep telefonlarına "hayırlı cumalar" mesajları gelir/gönderilir.
Yine bilenler bilir.
Bu mesajlarda son yıllarda adeta patlama yaşanır oldu.
Kimileri üzerine vazife çıkardı, kimileri diğerlerini taklit eder oldu.
Kimileri bu mesajlarla ne kadar dindar olduğunu ispata çalıştı, kimileri düzene uydu, kimileri de yıllardır bilindiği gibi hareket etti.
***
Enteresandır.
Nisan ayında yapılacak şu referandum nedeniyle kutsal cuma günlerine dair bu telefon mesajları bile değişmeye başladı.
Telefonunuza mutlaka geliyordur.
Dikkat edin.
Artık;
"Hayırlı cumalar" mesajı atılmıyor.
Onun yerine;
"Cumamız mübarek olsun" veya "Cumamız bereketli olsun" yazılı mesajlar gönderilmeye başladı.
Tahmin edeceğiniz gibi;
"Hayırlı cumalar" denilmeye devam edilirse, bunun altında bir siyasi mesaj aranır ve acaba o kişiye 'gizli bir "hayır"cı mı denilir' korkusu yatıyor.
Gerçekten olacak şey değil.
Toplum olarak ne yaptık ettik, sonunda cuma günlerine/namazlarına bile siyasi bir argüman koyduk.
Aslında bu durum;
Kişinin kendine olan özgüvenine dair bir eksikliği gösteriyor.
Şimdi düşünün.
Yılların partilileri hatta yöneticileri bile "hayırlı cumalar" sözünden kaçınıp, sözü yandan dolaştırmaya başlamışsa, ne kadar dindar olduğundan zaman zaman endişe edilebileceğini, hatta belki "hayır" oyu verebileceğine inanıldığını bile düşünüyor demek ki.