Kimin nasıl işeyeceğine karışılırsa olacağı bu!

Önce şunu hatırlatalım. Eskiden;
5 yıl ilkokul, 3 yıl ortaokul, 3 yıl lise ve 4 yıl üniversite olarak bir öğrencinin öğrenim hayatı 15 yıl sürüyordu.
Günümüzde ise;
4+4+4 ortaöğretim ve 4 yıl da üniversite olarak bir öğrencinin öğrenim hayatı 16 yıl sürüyor.
Şimdi;
Konuşmacı olarak katıldığımız bazı panellerde sorduğumuz şu soruyu paylaşalım buradan.
Acaba;
15-16 yıl süren bu eğitim süresince, neden hiçbir öğrenci, İngilizce veya Fransızca veya Almanca konuşmayı öğrenemiyor?
Küçümsemek için söylemiyoruz ama, tatil bölgelerinde ayakkabı boyacıları bile şakır şakır, yabancı dil konuşurken, acaba 15-16 yıl eğitimi olan bir kişi, neden yabancı dil öğrenemiyor?
Öyle ya?
Türkiye’de on yıllardır, milyonlarca öğrenci aptal olmadığına göre, demek ki eğitim sistemimizde bir sıkıntı var.
Hem de büyük bir sıkıntı.
***
İşte;
Kısa adı PISA olan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nın sonuçları ortada.
Türkiye;
72 ülke içinde fen bilimlerinde 53.
Matematikte 50.
Okuma becerilerinde 49.
Yani;
Okuduğunu bile anlayamayan öğrencilerin yetiştirildiği bir tablo.
Bu sonuçlar bunu gösteriyor.
Türkiye’nin gerisinde ise Lübnan, Katar, Dominik Cumhuriyeti ve adını bile duymadığımız Tobago ile Trinidad gibi ülkeler var!
***
Hatırlanacaktır;
Eskiden, eğitim müfredatı her iktidar döneminde değişir ve yaz boz tahtasına dönerdi.
Günümüzde ise, bu yaz boz tahtası, bakanlar değiştiğinde bile görülür hale geldi.
Okullardaki fiziksel yetersizlikler...
Eğitimin, siyasal bir alana çekilmesi...
Liyakatsız yöneticiler...
Asosyal öğretmenler...
Kendi dünya görüşünü eğitime dayatan zihniyet...
Sahte diplomalı öğretmenler...
Sürekli değişen müfredat...
Dayak korkulu öğrenim...
Ezberci eğitim...
Niteliksiz diplomalar...
Mutsuz bireyler...
Dershane-okul arasında sıkışan nesiller...
Öğrencilerin yarış atı gibi yetiştirilmesi...
Vs vs...
Böylesine olumsuz bir tabloda, Türkiye’nin 72 ülke arasında 53. sırada olması ne yazık ki çok normal!
***
Üçgenin iç açılarının toplamına “3” cevabı veren, yabancı dilde bir cümle kuramayan,
Türkiye’nin kaç coğrafi bölgesi olduğunu bilemeyen,
Dünya klasiği herhangi bir eserin adını bilmeyen,
Kız-erkek ilişkilerinin günah olduğunu öğrenen,
Pozitif bilimlerden uzak öğrenciden, bilim insanı olması, insanlığa faydalı bir buluş gerçekleştirmesi beklenebilir mi?
Bursa’da bu eğitim yılının başıydı.
Nilüfer ilçesindeki Çamlıca Anadolu Lisesi’ne atanan müdür, ayakta işemenin günah olduğu gerekçesiyle erkek tuvaletlerindeki pisuvarları yıktırıp bir sürü masrafla, yerlerine alaturka tuvalet taşı yaptırmıştı!
Kimin nasıl işeyeceğine bile karışıldığı bu sistemden, bilim insanı çıkmasını nasıl bekleyebiliriz ki?