Dokunulmazlıklar kalkarsa erken seçim mi olur?

Ankara’daki son saldırı ile…
Terör örgütü PKK’ya;
Ve onun siyasi uzantısı HDP’ye yönelik toplumdaki nefret öyle büyüdü ki, halkın bu tepkisini sonunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dile getirdi dün.
Klasik olarak;
Beştepe’de muhtarlara seslenen Erdoğan, TBMM üyelerine açıkça seslenerek, HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için çağrı yaptı.
Dün de;
İfade ettiğimiz gibi, bardağı taşıran nokta, terörist cenazelerinde boy göstermeyi alışkanlık haline getiren HDP Van Milletvekili Tuğba Hezer’in, Ankara’daki canlı bombanın taziye evine gidip üzüntülerini paylaşması oldu.

Zaten;
Toplum içinde nefret duyguları uyandıran Van’daki bu davranış, belki de yeni bir sürecin habercisi oldu.
Nitekim;
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra olabileceklerin mesajını da verdi.
“Terör örgütüne” dedi “Yardım eden milletvekili değil, teröristin ta kendisidir.”
Demek oluyor ki;
HDP Milletvekillerinin geçmişteki benzer tutumları da göz önüne alınarak, birtakım kararların alınması sağlanacak.
Mesela;
Türk Ceza Kanunu’na göre suç sayılan “Suçu ve suçluyu övme” ya da “Suçluya yardım ve yataklık” gibi fiiller, belki de, hazırlanacak fezlekelerin dayanağı olacak.
    
Tabii;
Böyle bir durumda, yani olası delillerin toplanması, Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi, sonra TBMM Başkanlığı’na iletilmesi ve de olası oylanması sonrasında ne olur, neler olabilir?
Elbette ki;
Bu yoldan hareketle, bazı milletvekillerinin olası dokunulmazlıkların kaldırılması durumu, sadece TBMM’nin sandalye sayısını değil, Türk siyasetini de direkt olarak etkiler.
Kim bilir;
TBMM’deki bu olası boşalmalar nedeniyle, belki bir erken seçim dahi gündeme gelebilir.
Peki;
Bu durumda -bugün için- kim zararlı çıkar böyle bir erken seçimden?
Kuşku yok ki, en başta HDP.
Öyle ki;
Barajın altında kalması –bugün için- çok büyük ihtimal.
Peki;
Bu durum, kimin işine yarar?
Elbette ki, birinci partinin.
Yani;
Bugünün CHP’si ve MHP’sinin mevcut durumu göz önüne alındığında en avantajlı parti olarak görünen AK Parti‘nin.
İşte;
Bu da işin bir başka yönü.
Birileri buna;
“Bir taşla iki kuş vurmak” demiyor mu?