Bursaspor 5. idi, şimdi 7. sırada.
Puan cetvelinde bulunduğu yer, "Hiç de fena değil" gibi görünüyor.
Ancak durum, "Dışı seni, içi beni yakar" cinsinden.
Bursaspor çok kötü futbol oynuyor ve artık Harun kurtarmıyor, daha doğrusu kurtaramıyor. Dolayısıyla kötü futbolun karşılığı olan yenilgiler kaçınılmaz oluyor.
"Bu nereye kadar devam eder" sorusu önemli bir soru.
Üzerinde durmak gerek.
Kötü futbolun mimarı Hamza Hamzaoğlu gittiğine göre şimdi bütün gözler yönetim kurulunda.
Ne yapacak, nasıl tedbir alacak.
"Ne yapacak?"ı biraz açarsak, ortaya bazı durumlar da çıkıyor. Çünkü, alınan banka kredisinin tam dökümü merak konusu .
Bunu "Veda sinyali" olarak değerlendirenler de var.
Hatta hatta kongre hazırlıkları yapanlar da var.
Sanki işler tıkırında gidiyormuş gibi bir görüntü bu.
İyi de, geçmişte yaşanmış olayları da hatırlatmakta, "Aman tarih tekerrür etmesin" demekte de yarar var.
Süper Lig'de 1996-97 sezonu.
Sarıyer, 2.yarı 27 puanla orta sıralarda. Yılmaz Vural'ı Trabzonspor istiyor. Sarıyer de, "Nasıl olsa bize bir şey olmaz" diye Vural'a izin veriyor ve yardımcısını göreve getiriyor. Sezon bittiğinde Sarıyer 34 puanla küme düşüyor.
Süper Lig'de 2002-3 sezonu.
Altay, 2.yarı 29 puanla orta sıralarda. İzmir ekibi de "Nasıl olsa bir şey olmaz" havalarında. Sezon bittiğinde Altay 35 puanla küme düşüyor.
Onun için yönetime ve camiaya, "Dikkat" diyorum.
SAMET AYBABA MI?
Türkiye Kupası'nda geçen sezon Amed'e elenen, bu sezon da Ümraniye ve Aydınspor'a geçilen Hamza hocanın yerine düşünülen isimler arasında Samet Aybaba da vardı.
Ve hayret ediyorum.
Aybaba ile yaşananlar ve bilhassa 4 Brezilyalı transferindeki gelişmeler nasıl unutuldu?
Onun için de yönetime bir "Dikkat" daha.