Tutturdular Frey de Frey

Sanki Bursaspor’da uğraşılacak tek yer kale ve Frey. Takımın çoğunluğu 1952 Austin gibi dökülüyor, tutturdular Frey de Frey.
Fransız kalecinin menajeri yerden göğe haklı.
Daha sezon başlamadan yetkili ağızlar “Gitsin” diye başladılar feryada. Aslında Harun varken onu bu kadar büyük paraya almak hata idi ama  ne olursa olsun bugünlere onunla gelindi. Çoğu maçta da “Frey olmasaydı 5 olurdu” diye yazan bizlerdik.
Sözleşmesi olduğuna göre, verirsin tazminatını gönderirsin. Böyle yan yollara sapmaya, işi çirkinleştirmeye ne gerek var?  Tazminatını veremiyorsan mecbursun faydalanmaya. Kazım’a 1.1 milyon euro verip seçimlerde Vakıfköy’den oy kullandırırken, işini yapmaya çalışan Frey ile uğraşmak niye?
Parası çoksa, diğerleri de çok. O zaman ya toplu indirime gidin, ya da susun.
Çünkü eski yönetimi ibra edenler arasında siz de varsınız.
KAYAN TESİS Mİ, UMUTLAR MI?
Palandöken umut kaynağı idi, şimdi korku dağları oldu.
Aslında küresel ısınma nedeni ile Türkiye’de artık eski kışların olmadığı, o yörenin de toprak kaymasına müsait olduğu şeklindeki bilimsel gerçeklere rağmen 2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’na talip olmak ve Erzurum’a bu iş için 100     milyon liralık yatırım yapmak gerekli miydi?
Geçen kış sezonunda hiç kullanılmayan, buna karşılık sadece kuleleri aydınlatmak için ayda 30 bin TL harcanan kayak tesislerinin yerle bir olduğu yetişmiyormuş gibi çevredeki otellerin  boşaltılması da Palandöken için tam bir fiyasko. Eklemeler derken, mevcutlar da devre dışı kaldı. Heyelan, gezmeye görmeye gideceklerin de hevesine taş kaydırdı.
“Yazık ve günah” sözcükleri tam bu olaya cuk oturuyor.
İkinci bir gerçek daha var. Kış Oyunları’ndan sonra “Yine eski tas, eski hamam” olacağı gün gibi ortada olan bu yöre için çözümlenmesi gereken asıl sorun iş ve işsizlik  değil miydi?
Gelip geçici günlük ışıltılar yerine, Devlet Erzurum’a 100 milyon liralık bir fabrika, gıda veya et tesisi, vs. gibi  yatırım yapsaydı, 300-500 kişi ( Aileleri ile birlikte bu sayı çok daha fazla) devamlı ekmek yeseydi daha iyi olmaz mıydı?