Yazının Giriş Tarihi: 02.03.2015 06:36
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.03.2015 06:36
Böyle penaltıya topun bile tepesi attı. Önce Welliton’u çarptı, sonra bizim direğe yapıştı, “Girmem, bu maç Bursaspor’un hakkı” der gibi.
Şamil’in büyük bir hata sonucu kaçırdığı Welliton’un , Harun ile karşı karşıya kaldıktan sonra futbolu bırakıp, yüzmede tramplen atlamaya geçmesine tam puan veren Mete Kalkavan olimpiyat hakemi gibiydi.
Yere yatan kaleci Harun’un el ve ayak kullanmamasına ve rakibe hiçbir şekilde dokunmamasına rağmen Kalkavan’ın bu kadar çabuk penaltı kararı vermesi doğrusu hakemler üzerindeki kafa karışıklığını iyice artırdı.
Ancak derler ya,” Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” diye.
Aynı top bu defa döndü, intikam alır gibi Welliton’u yaktı. Civelli’nin şutunda gitti Mersinli futbolcunun eline çarptı. Burada Welliton’un kollarının açık ve yukarda olması önemliydi. Top da kaleye giderken elden tamamen yön değiştirdi.
Bal gibi penaltı.
Tamam da bu defa Mete Kalkavan ortada yok. Çizgi hakemi yırtınıp duruyor,”Çal çal” diye. Kalkavan’ın sonradan verdiği penaltı “Mecburen, mecburiyetten” şarkısı gibi.
Yok yere 10 kişi kalan ve mağlup duruma düşen Bursaspor’un bilhassa 2.yarıdaki galibiyet ve intikam ısrarı doğrusu dakikalık değil saatlik alkışa değer. Kaledeki kırmızı kartla, forvette eksik kalmayı Civelli ve Şamil dahil komple hücuma dönüştüren Bursaspor’a karşı Mersin’in 12 kişi de olsa dayanması mümkün değildi.
Hele patlayışa geçen seyirci desteği de eklenince rakip ile birlikte Mete Kalkavan da çökmek zorunda kaldı.
Rıza Çalımbay’ın dediği gibi, Bursa komple coştu mu, direnmek imkansız.