Bir hafta vezir.
Ertesi hafta rezil.
Tersi de aynen geçerli ve “Artık bu sistem oturdu” da diyebiliriz.
Gaziantep evinde Orduspor’un namağlup unvanını 3 golle siliyor, ardından Eskişehir’de 4 golle bozguna uğruyor.
Fenerbahçe evinde Beşiktaş’a 3 atıyor, sahasında 1 sonraki maçta Antalyaspor’dan 3 yi-yor.
Antalyaspor İstanbul’da Belediye’yi yeniyor, dönüyor Antalya’ya Galatasaray’dan 4 yiyor.
Gençlerbirliği evinde Elazığ’a yeniliyor, gidi-yor Gaziantepspor’u deviriyor.
Elazığspor Ankara’da Gençler’i yeniyor, gi-diyor Elazığ’da Kayserispor’dan 4 yiyor. Daha fazla örnek vermeden gelelim konumuza.
Bursaspor da Azerbaycan liginde oynamıyor. O da bu ligin takımı. Gayet doğal olarak o da araziye uyacak.
Trabzon’da ilk defa galip geliyor, dönüyor Bursa’ya Kasımpaşa’ya ilk defa mağlup olu-yor. Ardından İstanbul’da herkese “Ne maçtı ama” dedirtiyor. O goller kaçmasa İnönü’de Beşiktaş önünde yine bir ilk (En farklı galibiyet) olacak ve üst üste 3 hafta “İlkler rekoru” kıracak.
Demek ki istikrarsızlık belası tüm bedenleri sarmış vaziyette.
Tamam da nereye kadar?
Türk futbolunun ve Süper Lig’in bundan kötü bir şekilde etkileneceği ortada. Aziz Nesin’in “Böyle gelmiş, böyle gitmez”ini hatırlatacak biri çıkmalı ortaya.
Mesela Ertuğrul Sağlam. Bu ligin kalbur üstü teknik adamlarından biri. Milli Takım için de daha önce adı geçtiğinden, üretken olması gerektiğinden,”Malzeme bu” demeden bu krize çözüm bulmak zorunda.
Ancak bu takdirde aradan sıyrılabilir Bursaspor.
Görünen o.