“Kulübe zarar veriyorlar” diyorsun. Doğru.
Ancak bunun tersi de var.
Kapı kapı dolaşmış, her an patlamaya hazır bomba, Kazım ile intihar gibi 4 yıllık anlaşma yapıyorsun ve daha ilk yılı dolmadan kadro dışı bırakıyorsun.
Bu kulübe zarar değil mi?
“Avrupa’ya gideceğiz” diye ortalığı ayağa kaldırıyorsun ama Bursaspor Avrupa’ya gittiğinde de sen tam tersine gidiyorsun. Geride bıraktıkların birbirini yiyor, takım daha baştan takla atıyor.
Bu kulübe zarar değil mi?
Daha onlarca hata var ama fazla uzatmaya gerek yok. Zaten her şey ve takımın durumu ortada.
Onun için 25 bin erkek, 25 bin kadın-çocuk toplam 50 bin kişi bağırı-yor “İstifa” diye.
“Bunlar alışmışlar kulüpten geçinmeye” diyorsun.
Doğru.
Ancak bunun da tersi var.
Hiçbir karşılık beklemeden tenkit eden, tepki gösteren büyük çoğunluğun,”Senin yanında bu kulüpten geçinen yok mu?” diye sorma hakkı doğmuyor mu?
“Bu sene Avrupa Kupaları’na gidemezsek, kendim yönetim istifa diye bağırırım zaten” diyorsun.
Eyvah,eyvah!
Yukarıda söylediklerinin yanına koyunca, biraz ters bir durum çıkı-yor galiba ortaya.
Ben bunları sadece spor yazarı olarak değil, bir Divan Kurulu üyesi olarak da yazıyorum.