Yazının Giriş Tarihi: 24.02.2016 08:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.02.2016 08:22
Evet, Uludağ’ı, Uludağ’dan dinlediğinizde bir dokunup, bin ah işitiyorsunuz.
Bir kayak pisti düşünün. Bakın o pistin üzerinde neler var:
“Kestane şekeri satandan fotoğraf çekene; profesyonel kayakçıdan, ilk kez kayağı ayağına takana; yanında öğrencisi ile ders veren kayak hocasına; mekanik araçları kullanamayan eline kayaklarla yukarı tırmanmaya çalışandan, güvenliği sağlamaya çalışan jandarmaya; kayak hocalarından, günübirlik kar üzerinde yürümeye gelmiş insanımıza kadar herkes.”
Emin olun dünyanın hiçbir kayak merkezinde böyle bir tablo ile karşılaşamazsınız.
Neden mi, böyle? Çünkü, Uludağ sahipsiz. Onun sahibi yok. Herkes Uludağ ile ilgili bir şey konuşuyor.
Ama otoparkından, pist güvenliğine; günübirlikçisinden, otel müşterisine; otel sahiplerinden, işletme sahiplerine; kayak hocalarından, kayak öğrencilerine kadar herkes mutsuz.
Ne bekliyoruz biliyor musunuz? Başımıza büyük bir bela gelmesini. İşte, o zaman “bir musibet, bin nasihattan iyidir” deyip, sorunumuzu görebileceğiz.
Nilüfer’de rölyef sergisi
Nilüfer Sürekli Eğitim Merkezi (NİLSEM) kursiyerlerinin açtığı rölyef sergisini Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey gezdi.
19 kursiyerin fotoğraflara hayat verdiği eserlere hayran kalan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, çalışmalarından dolayı eğitmen ve kursiyerleri kutladı.
Bir zamanlar büyükşehir
Çok değil, yaklaşık 7 yıl önce. Yani Recep Altepe öncesi Hikmet Şahin dönemi. O dönem Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin temel direklerini oluşturan isimler Sönmez Kafkas’ta bir araya gelip, eski günleri anmışlar.
O günlerin üzerine de bir fotoğraf çektirmişler. İşte o dönemin eski tüfekleri diyeceğim isimler:
“Sabri Yalın, Hüseyin Konçak, Muammer Subaşı ve Recep Akyıldız.”
Bu ekibe muhabbetiniz bol olsun, gülümsemeniz eksilmesin diyorum.