Faruk Çelik'e açık mektup

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Faruk Çelik’e önemli bir konuyu iletiyorum.
Sayın Bakanım,
Artık, ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda önemli adımlar atılmaya çalışılıyor.
Bu konuda bakanlığınızın hazırlamış olduğu 6331 sayılı yasa gerekleri gerçekten önemli.
Ama bu noktada bazı sorunlar ortaya çıkıyor.
Sizinle bu sorunları paylaşmak istedim.
Bildiğiniz gibi 6331 sayılı yasa gereği; bir kişinin bile sigortalı olarak çalıştığı “Tehlikeli veya Çok Tehlikeli” sınıfa giren işyerleri, İş Güvenliği Uzmanı veya OSGB' ler (Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi) ile sözleşme yapmak zorundadır.
Bu kapsamda sözleşme yapan İş Güvenliği Uzmanları, anlaşmalı oldukları işyerlerinde iş güvenliği açısından alınması gereken önlemleri işverene veya vekiline bildirmek zorundadır.
Buraya kadar her şey normal.
Fakat asıl sorun bundan sonra başlıyor. İşveren veya vekili, bu önlemleri almaz ise, İş Güvenliği Uzmanlarının herhangi bir yaptırım yetkisi yok.
Sadece İşvereni Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ihbar etmek zorundadır.
Bu durumda da muhtemelen işine son verilecektir.
Yani ihbar etmez ise kanunen suçludur. İhbar ederse işveren işten çıkarır.
İş Güvenliği Uzmanları, maaşını işverenden almaktadır ve bu nedenle çaresizdir.
Dolayısı ile yasanın birçok gereklilikleri uygulanamamaktadır.
Oysa Bakanlık bir havuz oluşturup, İş Güvenliği Uzmanlarının maaşlarını belirlenecek kriterlere göre devlet eli ile sağlamış olsa, bir başka deyişle işverene bağlı bırakılmasa o zaman uzmanlar rahat ve bağımsız çalışacak ve gereklilikleri uygulamayan işverenleri bakanlığa bildirebilecektir.
Böylece uzmanların maaşlarını yine işverenler devlet tarafından belirlenecek bir kesinti oranı ile havuza aktarmak sureti ile ödemiş olacaklardır.
Böylece İş Güvenliği Uzmanları görevlerini özgür olarak yerine getirme şansını yakalamış olacaktır.
Bir diğer konu ise; İş Güvenliği Uzmanlarına yasa yolu ile yüklenen ağır sorumluluklardır. Burada hapis cezası da bulunmaktadır.
Yani yukarıdaki bazı nedenlerden dolayı alınmayan bir önlem nedeni ile ciddi bir iş kazası olursa büyük olasılıkla İş Güvenliği Uzmanı’na hapis cezası verilmektedir.
İş Güvenliği Uzmanlarına birçok çevrelerce ağır bulunan hapis cezası yerine suç oranına göre uzun veya kısa bir süre için uzmanlıktan men cezası verilmesi daha adil bir yaklaşım olacaktır.
Sayın Bakanım benden iletmesi.

Refik Yılmaz ve Kurşunlu

Nerede ise 50 senedir Kurşunlu’da yazlığımız var.
Bu yıl tam bir haftadır, bugün de dahil olmak üzere, tüm sular kahverengi akıyor.
Resmen çamurlu akıyor.
Birkaç dakika, birkaç saat değil, tam bir haftadır.
Anam ve komşularından yediğim fırçanın haddi kalmadı.
Bayram boyuncadan beri devam eden bir sorun bu.
Refik Başkan bu konuda bir şey yapmayacak mısın?
Bizler üstümüze düşeni yapıp, her yıl düzenli olarak emlak vergimizi belediyenize ödüyoruz.
Su paralarımızı, BUSKİ’ye ödüyoruz.
Yaşlısı, çoluğu, çocuğu bu sulardan hastalanıp, başına bir şey gelirse, bunun vebalı kimin? Herkes seni tanır başkan.
Su oradan geliyordu, bu Büyükşehir’e bağlıydı, BUSKİ’nin konusuydu, kimseyi ilgilendirmez.
Refik Başkan bu işi çöz de, beddua yerine, hayır duası al.

BTSO’da KOSGEB temsilciliği

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, üyelerinin KOSGEB destekleri hakkında bilgilendirilmesi ve olası soruları hakkında yanıt alabilmeleri için BTSO-KOSGEB temsilciliği kuracak.
Günde yaklaşık bin 600 kişinin işlem yapmak için geldiği BTSO hizmet binasında kurulacak temsilcilikte KOSGEB destek programları hakkında eğitimli personel görevlendirilecek.
Bu gerçekten önemli bir hizmet olacak.
Kutluyorum.