Ülkesini seven her yurttaşa görev düşüyor

Beşiktaş’ta bombalı saldırının yasını tutuyoruz.
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyiz.
Buzdağının görünmeyen yüzü bu olsa gerek.
Terör saldırılarıyla yaşamaya alışmalıyız diyenlerin bugün ne kadar haklı olduğunu görüyoruz.
Aslında böyle olduğunu meseleye politik bakmayan herkes biliyor ama kabullenmek istemiyor.
Çünkü bazıları terörle mücadelenin devletin güvenlik güçleriyle savaşı olarak görüyor.
Gerçek bu değil.
Bu ülkeyi seven her yurttaş terörle mücadelede görev üstlenmelidir.
Türkiye olarak hem yurtiçinde hem de yurtdışında terörle mücadele eden bir ülke konumuna getirildik.
Müttefiklerimizin bile terör örgütleriyle işbirliği yaptığı bir ortamda herkese görev düşüyor.
Bu yüzden de “Ülke ne hale geldi” kelimesinin arkasına sığınmamalıyız.
Terör örgünlerinin amacını iyi analiz edip vermek istedikleri mesaj iyi okunmalıdır.
İstanbul’da Ankara’da, Diyarbakır’da saldırıların amacı;
Müşterek milli beraberliği bozmak, iç çatışmaya sokmak, darbelerle, savaşlarla Türkiye’yi yol ayrımına getirmek, devleti halkı karşısında zor durumda bırakıp kararlarında geri adım atmasını dolayısıyla ülkeyi kaosa sürükleyip hükümetin güvensiz olduğunu göstermektir.
Ne yazık ki bu düşüncelerine devam edeceklerdir.
Biz de sonuna kadar kararlılıkla mücadelemize devam etmeliyiz.
Vazgeçersek komşumuz Suriye ve Irak gibi oluruz.
İşte bu yüzden siyasi politik hislerimizle davranmamalıyız.
Tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi terörün de karşısında bir devlet ve millet olduğunu göstermeliyiz ki, Türk halkının sabrı ve metaneti onlara bu fırsatı vermeyecektir.
Şunu unutmamalıyız, terörle 40 yıldır mücadele eden ülkemiz hem yurtiçinde hem de yurtdışında bu dönemki kadar kararlılıkla sorunun üzerine gitmemiştir.
Elbette bu uğurda verilen şehitlerimizin acıları yüreklerimizi dağlamaktadır.
Beşiktaş’taki saldırılarda şehit düşen vatan evlatlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabırlar yaralı polislerimize de şifa diliyoruz.
Bu ülkede kahramanlar var oldukça sonunda kazanan Türkiye olacaktır.