Rektör Hoca, senin işin bilim üretmek, büfe işletmek değil

Kentimizin en önemli marka değerlerinin başında gelen gururumuz hiç şüphe yok ki, Uludağ Üniversitesi'dir.
Dünyanın her yerinden gelen binlerce gencin burada aldığı akademik eğitimle yine dünyanın dört bir köşesinde insanlığa katkı sunmasını sağlayan üniversitemizin başındaki Rektör Prof. Dr. Yusuf Ulcay, yaptıklarıyla bu makama yakışmıyor.
Çok üzülerek ve de özür dileyerek itiraf etmek isterim ki;
Ulcay rektörlüğe aday olduğunda bu sütunlardan yazılarımla destek vermiştim.
Daha sonraki zamanlarda yanıldığımı anladım.
Şimdi anlıyor ve de görüyorum ki, tamamen şahsi ve keyfi duygularıyla hareket ederek görevinin ilim üretmek olduğunu unutan Rektör'ün, "Ben istedim oldu" tarzındaki hırsı belli ki aklının önüne geçmiş.
Nasıl mı, anlatayım...
Kentimizin tarihi kültür değerlerinden olan Kükürtlü Bahçe (Vamtes) Tesisleri geçmiş dönemlerde üniversite yönetimlerince yanlış yönetilmesinden ötürü oluşan vergi cezaları nedeniyle uzun süre kapalı kalmıştı.
Her ne kadar üniversitenin yeri görünse de Bursa halkının malı olan burası yıllarca kaderine terk edilerek vatandaşın yararlanmasından mahrum edilmişti, ta ki turizmci Hasan Erdem'in 2010 Haziran'ında işletmeciliğini üstleninceye kadar.
İlgisizlikten oluşan çöp ve toprak yığınlarının günlerce temizlenmesi süren tesis, ciddi paralar harcanarak bugün herkesin rahatlıkla ailesiyle gidebildiği şehir merkezinde en nezih mekan haline getirilmiştir.
İnsanın adeta huzur bulduğu cennetten bir köşe misali ortamın oluşturulduğu mekanın işletmecisi bir süredir Rektör Ulcay'ın tacizi altındaydı.
Sebep olarak "Üniversite olarak biz işleteceğiz" gerekçesi sunulmaktadır.
Halbuki UÜ ana kampusu içindeki Eylül Büfe ile Karacabey, Yenişehir ve İznik MYO kampuslarındaki büfeler de aynı gerekçeyle özel sektörden alınıp üniversite bünyesinde işletilmeye başlanmış ancak kısa süre içinde üniversite 120 bin lira zarara uğratılmıştır.
Sonrasında da zarar karşılanmak şartıyla bu büfeler ihale yapılmaksızın bazı şahıslara işletmeye verilmiş.
Bunlar yaşanırken Uludağ Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. İsmail Sağlam'ın Rektör tarafından görevden alınmasına sebep ise büfelerin yasal olmayan şekilde şahıslara verilmesine karşı çıkmasıdır.
Rektör Ulcay'ın sırf kendi egolarını tatmin etmek adına gerçekleştirdiği keyfi uygulamalarının bundan sonra da Bursa adına takipçisi olacağımızı hatırlatırız.

*Gemlik'e yakışmayan görüntüler bunlar

Yurtdışına gittiğimde bazı şehirlerin içinden akan nehir ve derelerin hepsinin kentin güzelliğine katkı sağlayan unsurlar olarak öne çıktığına tanık olmuşumdur.
Aslında o kadar uzağa da gitmeye gerek yok, Eskişehir'in Porsuk Deresi anlatacağıma en güzel örnektir...
Gemlik'in içinden de hem de iki ayrı dere geçip denize dökülmektedir.
Biri Çarşı Deresi diğeri ise Karsak Deresi'dir.
Derelerin ikisinin de kaderi aynı, pis akmasıdır.
Geçenlerde gittiğimde gördüğüm manzara, gelişim hedefini turizm olarak belirleyen Gemlik'e hiç yakışmıyordu.
Hele ki, şehrin merkezinden geçen Çarşı Deresi'nden yayılan kötü koku hem de görsel anlamda pik yapmış durumda.
Bu durumu Refik Başkan'a sorsak alacağımız cevap eminim şöyle olacaktır:
"Derelere biz bakmıyoruz şikayetinizi BUSKİ'ye iletin" ya da "Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'ye gidip ağlayın o halleder" olacaktır.