Hava Durumu
Web.tv
‘Yavru’ krizi ve pragmatizm
Yazının Giriş Tarihi: 03.05.2015 08:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.05.2015 08:02
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti KKTC’de selefi olan Derviş Eroğlu’nu geride bırakarak sandıktan birinci çıkmayı başaran Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın daha yemin töreni yapılmadan dile getirdiği “Türkiye’yle kardeş ülkeyiz”, “Emeklemeden yürümeye doğru geçmeyi başarmalıyız” türünden ifadeleri Ankara’da doğal olarak sinirleri gerdi.
Akıncı’nın açıklamalarını bir ‘yavru’ bir de ‘ana’ vatan tarafından ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor. Çiçeği burnunda KKTC Cumhurbaşkanı, bu söylemi dile getirirken bir talebin olduğundan söz ediyor. Ancak bir ülkenin başındaki ismin, küresel ekonomik kriz rüzgârının dönmediği şu dönemde ayağı yere sağlam basan projelerle ibresini belirlemesi gerekli diye düşünüyorum.
Sol ya da sağ fark etmez… Ne kadar olağanüstü çaba gösterilirse gösterilsin, pragmatizmi dikkate almadan bir şeyleri yoluna koymak mümkün değil. ‘Sonuç ve fayda amaçlı olmak’ şeklinde özetlenebilecek pragmatizmin dışındaki çabalar, birçok kişinin hoşuna gitmese de marjinalleşme olarak noktalanmaya mahkum duruma gelmiştir.
TÜRKİYE NELER YAPTI?
Pragmatizm faktörünün dışında başarıya ulaşan örnekler bir elin parmakları kadar bile değildir. Netice itibarıyla KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı’nın yaptığı ilk çıkışın pragmatik açıdan yansımasının zor olduğu kanaatindeyim.
KKTC’nin can damarı oteller Türk işadamlarına ait ve müşterilerinin de çoğunluğu Türkiye’den. 2006’dan beri Türkiye’den KKTC’ye aktarılan güvenlik, yatırım, kredi ve teşvikleri kapsayan ödeneklerin tutarı 9 milyar lira. 80 kilometrelik boru hattıyla KKTC’nin 50 yıllık su ihtiyacını karşılayacak projenin mimarı da Türkiye… KKTC’nin ve dolayısıyla Türkiye’nin uluslararası hukuk bağlamında mücadelesinin verildiği doğalgaz arama çalışmalarında da kritik bir süreçteyiz. Ankara’nın Rusya ve Mısır’ın da içinde yer aldığı Rum Kesimi-Yunanistan menşeli doğalgaz arama çalışmalarına karşı yaptığı girişimler de ortada.
Sırtını sadece turizme ve Türkiye’den aktarılan ödeneklere dayayarak yürümek kolay. Reel ekonomik gerçekleri göz ardı edemeyeceğimiz için KKTC’nin bir anda nasıl ‘kendi kendine yeten ülke’ olacağını birilerinin açıklaması gerekiyor…
İyi pazarlar.
Akıncı’nın açıklamalarını bir ‘yavru’ bir de ‘ana’ vatan tarafından ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor. Çiçeği burnunda KKTC Cumhurbaşkanı, bu söylemi dile getirirken bir talebin olduğundan söz ediyor. Ancak bir ülkenin başındaki ismin, küresel ekonomik kriz rüzgârının dönmediği şu dönemde ayağı yere sağlam basan projelerle ibresini belirlemesi gerekli diye düşünüyorum.
Sol ya da sağ fark etmez… Ne kadar olağanüstü çaba gösterilirse gösterilsin, pragmatizmi dikkate almadan bir şeyleri yoluna koymak mümkün değil. ‘Sonuç ve fayda amaçlı olmak’ şeklinde özetlenebilecek pragmatizmin dışındaki çabalar, birçok kişinin hoşuna gitmese de marjinalleşme olarak noktalanmaya mahkum duruma gelmiştir.
TÜRKİYE NELER YAPTI?
Pragmatizm faktörünün dışında başarıya ulaşan örnekler bir elin parmakları kadar bile değildir. Netice itibarıyla KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı’nın yaptığı ilk çıkışın pragmatik açıdan yansımasının zor olduğu kanaatindeyim.
KKTC’nin can damarı oteller Türk işadamlarına ait ve müşterilerinin de çoğunluğu Türkiye’den. 2006’dan beri Türkiye’den KKTC’ye aktarılan güvenlik, yatırım, kredi ve teşvikleri kapsayan ödeneklerin tutarı 9 milyar lira. 80 kilometrelik boru hattıyla KKTC’nin 50 yıllık su ihtiyacını karşılayacak projenin mimarı da Türkiye… KKTC’nin ve dolayısıyla Türkiye’nin uluslararası hukuk bağlamında mücadelesinin verildiği doğalgaz arama çalışmalarında da kritik bir süreçteyiz. Ankara’nın Rusya ve Mısır’ın da içinde yer aldığı Rum Kesimi-Yunanistan menşeli doğalgaz arama çalışmalarına karşı yaptığı girişimler de ortada.
Sırtını sadece turizme ve Türkiye’den aktarılan ödeneklere dayayarak yürümek kolay. Reel ekonomik gerçekleri göz ardı edemeyeceğimiz için KKTC’nin bir anda nasıl ‘kendi kendine yeten ülke’ olacağını birilerinin açıklaması gerekiyor…
İyi pazarlar.
Yorum Ekle
Yorumlar
