Trump, antikapitalist mi?

En azından şimdilik bu sorunun net bir yanıtını vermek güç... Söylemleriyle birlikte çarpıcı icraatlarını da hayata geçirmeye başlayan ABD Başkanı Donald Trump, 'yerli malı' seferberliğinde kararlı olduğunu göstermeye çalışıyor.
Seçim boyunca 'Yeniden güçlü ABD' imajı için destek isteyen Trump, bu sözünün arkasında olduğunu göstermek adına kolları sıvamışa benziyor. Küreselleşmenin yol açtığı yıkıcı sonuçlar, her geçen gün daha fazla can yakıyor. Gelir adaletsizliği barometresinde en alt kademe ile en üst taraf arasındaki uçurum, artık ölçülemez boyutlara ulaştı.
Böylesi bir süreçte uluslararası rekabet sahasında artık direnç güçleri iyice zayıflayan ülkeler, çözümü 'içeride' bulmaya başladı. Dünyanın bir numaralı süper gücü konumundaki Amerika Birleşik Devletleri de artık 'korumacı' ya da 'milliyetçi' ticaret seçeneğini devreye alıyorsa küreselleşme konusunu esaslı bir şekilde sorgulamak şart...
"Amerikan malı al. Amerikalı çalıştır" sloganıyla icraatları için düğmeye basan Donald Trump, yerli malı uçak üretiminin gerçekleştiği fabrikada bu konuda resmen meydan okudu. "Başkanınız olarak Amerikan ruhunun gücünü serbest bırakmak ve muazzam insanlarımıza iş imkanı sağlamak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Sloganımız, 'Amerikan malı satın al, Amerikan işçisi çalıştır'. Amerika'da Amerikalıların elleri tarafından üretilen ürünler istiyoruz. Amerikan istihdamı için sonuna kadar savaşacağız" dedi Trump...
Sanki bu sözleri ABD siyasetinde 'sağ' kesimi temsil eden Cumhuriyetçilerin aday yaptığı Başkan değil de Latin Amerika'daki bir ülkenin lideri sarf etmiş gibi! Bunu söyleyen, kapitalizmin merkezi konumundaki bir ülkenin devlet başkanı... Öyle görülüyor ki küresel ticarette halihazırda devam eden gidişat, kaynağında esaslı bir şekilde sorgulanıyor ve rüzgarı ters yönde estirme adına cesurca adımlar atılıyor.
Trump'ın hem kameralar karşısında hem de sosyal medyada 'yerli malı' yönünde yaptığı baskılar sonuç vermeye başladı. Boeing firmasının yerli üretiminin tanıtımında konuşan ABD Başkanı'nın ağzı kulaklarına varıyordu. Bu bir anlamda içinde tehdit de barındıran çağrılar zincirinden sonra birçok dev küresel sermaye kuruluşu, isteseler de istemeseler de yatırım planlarını hazırlamaya başladı.
Öyle görünüyor ki göçmenlerin ülkeye girişini yasaklamada inatçı bir tutum sergileyen Trump, yerli malı atağında da oldukça kararlı görünüyor. İşin özetinde kapitalizmin merkezinde antikapitalist niteliği tartışmaya açık olan çarpıcı adımlar atılıyor. Trump'ın bu politikası, küresel sermaye akışı ve kapitalizmin geleceği açısından rüzgarı tersine döndürebilir.