Hava Durumu

Her bahar aşık olmak... Rüzgar ve yağmur olmak...

Yazının Giriş Tarihi: 22.03.2015 08:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.03.2015 08:23
Ağır bir kış sezonunu yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Bahar kapımızda sayılır sevgili okurlar..
Bu mevsimde hemen her konserde bahar coşkusunu yansıtan eserler yorumlanır durur.
Ama hüzün veren bir nihavent eser de vardır.
“Baharda bu yıl bir melâl var hüzün gibi/ Bülbülde ses gülde renk açmaz olmuş, neden?/ Gönülde sarı bir hicran var yüzün gibi,/ Bülbülde ses gülde renk açmaz olmuş, neden?”
Güftesini Selim Aru’nun yazdığı bu eserin bestesinde üstat Cevdet Çağla’nın imzası yer alır. Şarkı giden bir sevgilinin ardından sesleniştir.
***
Hüzünlü bir şarkının yanında bahar yorgunluklarını da unutmamak gerek. 
Yorgunluk, neşesizlik, uyuşukluk, bitkinlik, eklem ağrıları, uykuya dalamamak ve uyanamamak gibi şikâyetleriniz varsa bahar yorgunu olma ihtimaliniz yüksek. Uzmanlar yorgunluğun ciddiye alınması gerektiğini hatırlatarak basit önlemlerle bahar yorgunluğu etkilerinin en aza indirilebileceğine dikkat çekiyor.
Psikolog İhsan Öztekin ‘bahar sendromu’ olarak da adlandırılan bu durumun çoğunlukla ciddiye alınmadığını belirterek yorgunluğun bazı kişilerde depresyona kadar götürdüğünü belirtiyor.
Öztekin, şu değerlendirmelerde bulunuyor:
“Bahar yorgunluğu olarak başlayıp sonradan bahar depresyonuna dönen ruh hali, eğer tedavi edilmezse ciddi sorunlar yaratabilir. Bahar, doğal olarak değişimi, yeni mevsime adaptasyon sürecini gerektiriyor. Bahar canlanmanın, uyanışın sembolü. Bu yeni sürece uyum çabası insanda kaygı uyandırabiliyor. Bünye kışın yorgunluğundan çıkma, sonra yeni bir harekete geçme ve yeni bir duruma alışmanın zorluğunu yaşıyor. Kış saatinden yaz saatine geçmek bile insanları olumsuz etkileyebiliyor. İnsanlar daha erken kalkmak zorunda ve bu biyoritm açısından önemli. Ayrıca baharda güneşli, aydınlık saatlerin artması, dinlenme ve uyuma süreçlerini olumsuz etkileyebiliyor.
Belirtileri, bitkinlik, neşesizlik, uyuşukluk, yorgunluk, eklem ağrıları, uykuya dalamamak ve uyanamamak, sürekli sıkıntı hali.”
Öztekin’nin, bahar yorgunluğunu yenme önerileri de şöyle:
“Özellikle kıştan bahara geçerken bol vitamin almak gerek. Vücut özellikle B ve C vitaminleri ile potasyuma ihtiyaç duyar.
Günde 3 litre su için. Alkol kullanıyorsanız mümkün olduğunca azaltın. Bol egzersiz yapın. Hareket edin, 30-45 dakikalık yürüyüşler yapın. Güneşlenin. Gelecek kaygısını yaşamak yerine sürprizlerin güzel olduğunu düşünün. Erken kalkmak da bahar yorgunluğunu atmak açısından çok önemli.
Uyku saatine de dikkat. Yatmadan önce sıkıntılı konuları aklınızdan uzaklaştırın, hoşunuza giden konuları düşünün.
Kendinizi kötü haberlere, uyuşukluğa teslim etmeyin. Silkinin. ‘Ben güçlüyüm, istediklerimi yapabilirim’ derseniz kendi dışınızdaki dünya ile daha kolay başedebilirsiniz.
Eğer tekrarlayıcı ve ilerleyici bir enerji kaybı ve bitkinlik sorunu yaşıyorsanız, bu sorunun çözümü için tıbbi yardım isteyin.”
***
Hadi gelin bahar sendromlarını, hüznü bir yana bırakalım. Ve minik serçe Sezen Aksu’nun şu şarkısına kulak verelim:
“Ben her bahar aşık olurum/ Rüzgar olur yağmur olurum/ Filizlenir anılarda gururum/ Taşar içimden ruhum..”
Mutlu pazarlar efendim.

Güzel sözler

*- “Çiçek sulandığınca güzel, kuşlar ötebildiğince sevimli, bebekse ağladığı kadar bebek ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin. Ama bunu da öğren; sevdiğin kadar sevilirsin.”
*- “Erkeğin en ahlaklısı; kadına Allah’ın emaneti olarak bakanıdır.”
*- “Aşk en çok, sevdiği kadının gözyaşlarına kıyamayan erkeğe yakışır..”
(Teşekkürler Tamer GÖKHAN) 

Pazar neşesi

ELLİ YIL:- Çocuk dedesine kaç yıldan bu yana evli olduklarını sormuş. 
Dede ‘elli yıldır evliyiz evladım’ demiş. 
Çocuk ‘ama ben sizi hiç kavga ederken görmedim, nasıl oluyor bu iş’ diye sorunca dede başlamış anlatmaya: 
‘Bak iyi dinle evlat.. Nikahımız kıyıldı. Ninenin üç beş parçasını attık arabaya çıktık yola. Yolda giderken atın ayağı birdenbire tökezledi.. Bu biiirrr dedim. Tekrar yola koyulduk.. Biraz daha gittikten sonra yine atın ayağı tökezlemez mi?. Çok sinirlendim ve bu da ikiiii deyip atı oracıkta hemen vurdum’ demiş. 
Dede devam etmiş: ‘Ninen bunu görünce başladı söylenmeye. Atı niye vurdun, köye nasıl döneceğiz, sende hiç akıl yok mu?. Falan filan. Dayanamadım ve ninene dönerek bu biiiirrr dedim.. İşte o gün bugün gül gibi geçinip gidiyoruz..”
(Teşekkürler Orhan SARI)

Yeni çıkan kitaplar

‘ANILAR İZLENİMLER’:- Ülkemizin tiyatro, opera, bale ve müzik alanında en önemli eleştirmenlerinden biri olan Hayati Asılyazıcı ülkemizde son altmış yılın sanat olaylarını Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’dan Münir Özkul’a, Cemal Reşit Rey’den Haldun Taner’e pek çok sanatçıyla kurduğu yakın dostlukların eşliğindeki anılarla ‘Anılar İzlenimler’ isimli kitabında akıcı bir dille yansıtıyor.
Asılyazıcı’nın kitabı Kaynak Yayınları arasında kitapçı vitrinlerinde yerini aldı.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.