Birlik zamanı…

Ülkemizin şehit acılarıyla ve terörü lanetleyerek yaşadığı bugünlerde sporun birlik olmada en önemli bir enstrüman olmasını bekliyorum. Geniş kitlelerin ilgisi ve takibinde olan bu organizasyonlar da pozitif ve toplumsal sosyal sorumluluğun gerçekleştirilmesi beklenmektedir. Bursaspor da kentin ortak değeri ve milli duyguları en yoğun yaşayan kulüplerindendir. Başkan ve yönetime bu konuda her türlü destek verilmelidir.
Gelelim kulübün son durumuna. Gelinen son noktada başkan mali yapıdaki çıkmazı yavaş yavaş kamuoyu ile paylaşmaya başladı. Başkanın tek çaresi kredi ile alınacak paranın eline geçmesi ve bundan sonraki yapılacakları gerçekleştirmek. Kredi işini kamuoyu ile paylaştığı günden beri ben pek umutlu değildim. Çünkü bu bir proje değildi. Ali Ay değil kim gelirse gelsin her başkanın kullanacağı bir yöntemdi. Yine eski dönemde yapılmış bir model daha içime sinerdi. İbrahim Yazıcı döneminde öncülüğünü Faruk Çelik bakanımız ve Recep Altepe başkanımız kentin ortak değeri için kriz masası adı ile hem mali kaynak üretmiş hem de kentte birlik havası yaratmıştı. Devamında ne yaşandığı ortada. Her görüşten kentli ortak değere sahip çıkmış birlik olma adına büyük başarı yaşatmıştı. Bugünkü durum o günkü durumdan daha da büyümüş halde önümüzde durmaktadır.
Başkanın diğer projeleri tüzük çalışması ne alemde? Altyapıda devrim niteliğindeki hamleler merakla bekleniyor. Bakıldığında birliktelik, paylaşım ve mutabakat olmadan olumlu sonuç elde etmek biraz zor görünüyor. Hal böyleyken bizim Hamza hocaya kilitlenmemiz doğru değil, o zaten kafasında bitirmiş durumda. Kulübü 9 kişi ile yönetmeyi tüzüğe koyarken, camia ile yürümeyi unutmamak lazım.